-
1 كنية
Iكُنْيَة1. adAnlamı: ışitilmiş ve tanınmış nam2. lâkap3. künyeAnlamı: bir kimsenin adı, ülkesi, vb. gibi özelliklerini gösteren kayıt4. sanAnlamı: unvan, ün, şan, şöhret5. unvanAnlamı: bir kimsenin işi, mesleği veya toplumu içindeki durumu ile ilgili olarak kullanılan adIIكِنْيَة1. adAnlamı: ışitilmiş ve tanınmış nam2. künyeAnlamı: bir kimsenin adı, ülkesi, vb. gibi özelliklerini gösteren kayıt3. lâkap4. sanAnlamı: unvan, ün, şan, şöhret -
2 طبي
-
3 لقب
لَقَب1. adAnlamı: ışitilmiş ve tanınmış nam2. lâkap3. sanAnlamı: unvan, ün, şan, şöhret4. unvanAnlamı: bir kimsenin işi, mesleği veya toplumu içindeki durumu ile ilgili olarak kullanılan ad -
4 حول
Iحَوْل1. erkeAnlamı: ış başarma gücü, enerji2. takatAnlamı: güç, kuvvet3. üstüneAnlamı: ilişkin, üzerine, dair4. güçAnlamı: fizik, düşünce ve ahlâk bakımından bir etki yapabilme, kuvvet5. ehliyetAnlamı: yeterlik, uzluk, belge. ehliyetname6. enerjiAnlamı: maddede var olan ve ısı, ışık biçiminde ortaya çıkan erke, güç7. kudretAnlamı: güç, erk, erke, iktidar, yetenek8. hakkındaAnlamı: ilgili olarak9. erkAnlamı: bir işi yapabilme gücü, kudret, iktidar10. seneAnlamı: yıl11. canAnlamı: güç, kuvvet12. hâlAnlamı: güç, kuvvet, takat13. dermanAnlamı: güç, takat, mecalIIحَوَّلَdevretmekAnlamı: dönmek, dolaşmakحُوَّل1. düzenbazAnlamı: düzenci, hileci2. madrabazAnlamı: hile yapan3. kalleş4. sinsi5. üfürükçü -
5 في
في1. ikenAnlamı: esnasında2. hakkındaAnlamı: ilgili olarak3. üzereAnlamı: yakın olmayı, yakınlaşmayı anlatır -
6 مشاع
Iمَشَاع1. sanlıAnlamı: sanı olan, ünlü2. marufAnlamı: herkesçe bilinen, şeriatın uygun gördüğü3. meşhurAnlamı: ünlü, tanınmış4. yaygınAnlamı: çok kimselerce benimsenmişIIمُشَاع1. açıkAnlamı: her kese ait yer2. marufAnlamı: herkesçe bilinen, şeriatın uygun gördüğü3. sanlıAnlamı: sanı olan, ünlü4. meşhurAnlamı: ünlü, tanınmış5. popülerAnlamı: halk tarafından tutulan, yaygın6. müşterekAnlamı: ortak7. yaygınAnlamı: çok kimselerce benimsenmiş8. şöhretliAnlamı: ünlü, tanınmış9. karşılıklıAnlamı: birbirleriyle ilgili olarak -
7 مشترك
Iمُشْتَرَك1. açıkAnlamı: her kese ait yer2. ortak3. müşterekAnlamı: ortak4. karşılıklıAnlamı: birbirleriyle ilgili olarakIIمُشْتَرِك1. iştirakçiAnlamı: ortak olan2. partnerAnlamı: eş, iş arkadaşı, ortak -
8 بدني
بَدَنِيّ1. bedenselAnlamı: bedenle ilgili2. bedenîAnlamı: bedenle ilgili3. nefsanîAnlamı: beden arzularıyla ilgili4. tenselAnlamı: tene ait5. cismenAnlamı: cisim olarak, vücutça, bedence6. fizikselAnlamı: genel olarak doğaya, maddeye, nesnelere ilişkin olan -
9 قانوني
قانُونِيّ1. hukuksalAnlamı: hukuk ile ilgili, tüzel2. hükmîAnlamı: hükümle ilgili, tüzel3. yasalAnlamı: yasalara uygun olan4. kanunîAnlamı: yasaya uygun5. tüzelAnlamı: hukuki6. meşruAnlamı: yasanın, dinin ve kamu vicdanının doğru bulduğu7. hukukîAnlamı: hukuk ile ilgili, tüzel8. legalAnlamı: kanuni, meşru, yasal9. kanunenAnlamı: yasal olarak10. nizamîAnlamı: kanunlarla ilgili olan -
10 متصل
مُتَّصِل1. birleşikAnlamı: bir araya gelmiş2. ardılAnlamı: birinin ardından gelip onun yerine geçen kimse, öncel karşıtı, halef3. ilintiliAnlamı: bağı olan4. ardışıkAnlamı: birbiri ardından gelen, mütevali5. aralıksızAnlamı: birbirine bitişik olma, aralarında açıklık bulunmama6. datmîAnlamı: sürekli, kalıcı, temelli, gedikli7. bakiAnlamı: sürekli, kalıcı, daimî8. ilişikliAnlamı: ilişkisi olan9. aitAnlamı: ilgilendiren, ilişkin, ilişik, ilgili10. ilişkiliAnlamı: ilişkisi olan11. kesiksizAnlamı: kesilmeden süren12. bağlantılıAnlamı: aralarında bağlantı bulunan13. müdavimAnlamı: bir yere sürekli olarak giden14. arasızAnlamı: sürekli olarak, arkası kesilmeden15. biteviyeAnlamı: aynı biçimde, sürekli olarak16. devamlıAnlamı: sürekli, bitmeyen17. biteviAnlamı: aynı biçimde, sürekli olarak18. bitişikAnlamı: birbirine dokunacak kadar yakın -
11 جوهري
جوهَرِيّ1. tözelAnlamı: tözle ilgili2. asliAnlamı: temel olarak alınan, esas olan3. özselAnlamı: özle ilgili4. kuyumcu5. majörAnlamı: büyük, önemli6. esaslıAnlamı: köklü, geniş ölçüde etkili7. aslenAnlamı: kök, soy bakımından8. mücevherciAnlamı: kuyumcu -
12 حسي
حِسِّيّ1. kösnülAnlamı: kösnüyle ilgili, çehvanî2. erotikAnlamı: aşkla ilgili olan, şehvanî3. şehvanîAnlamı: kösnül, şehevi4. şehevîAnlamı: kösnül, erotik5. fizikselAnlamı: genel olarak doğaya, maddeye, nesnelere ilişkin olan -
13 نشرة
نَشْرَة1. bildirimAnlamı: yazılı olarak yapılan açıklama2. bildirgeAnlamı: yazılı olarak yapılan açıklama3. beyannameAnlamı: bildirge4. sirkülerAnlamı: genelge, tamim5. belleten6. ihbarnameAnlamı: haber verme kağıdı7. bülten -
14 بحث
Iبَحَثَ1. pişirmekAnlamı: öğrenmek2. öğrenmekAnlamı: bilgi edinmek3. duymakAnlamı: bilgi almak, öğrenmekIIبَحْث1. müzakereAnlamı: bir konuyla ilgili görüşme2. müşavereAnlamı: danışma3. etütAnlamı: bir konuda yapılan inceleme, araştırma4. incelemeAnlamı: incelemek işi5. araştırma -
15 جسمي
جِسْمِيّ1. tenselAnlamı: tene ait2. nefsanîAnlamı: beden arzularıyla ilgili3. fizikselAnlamı: genel olarak doğaya, maddeye, nesnelere ilişkin olan -
16 حيوي
حَيَويّ1. asliAnlamı: temel olarak alınan, esas olan2. özselAnlamı: özle ilgili3. majörAnlamı: büyük, önemli4. esaslıAnlamı: köklü, geniş ölçüde etkili -
17 درس
Iدَرَّسَ1. eğitmekAnlamı: terbiye etmek, öğretmek2. okutmakAnlamı: okumasını, öğrenmesini sağlamakIIدَرَسَ1. pişirmekAnlamı: öğrenmek2. kahretmekAnlamı: ezmek, perişan etmek3. mahvetmekAnlamı: yok etmek4. gidermekAnlamı: ortadan kaldırmak, yok etmek5. öğrenmekAnlamı: bilgi edinmek6. çıkarmakAnlamı: gidermekدَرْس1. müşavereAnlamı: danışma2. müzakereAnlamı: bir konuyla ilgili görüşme3. harmanAnlamı: tahıl dövme4. etütAnlamı: bir konuda yapılan inceleme, araştırma5. araştırma6. kahırAnlamı: yok etme, mahvetme -
18 صلة
صِلَة1. yardımAnlamı: bağış2. takıntıAnlamı: kurulan ilişki3. bağlantı4. irtibatAnlamı: bağlantı5. ilişkiAnlamı: bağ, münasebet6. hibeAnlamı: bağışlama, bağış7. linkAnlamı: iletişim dizgesi birliği8. münasebetAnlamı: ilişki, alâka9. alâkaAnlamı: gönul bağı veya ilgi10. nispetAnlamı: bağıntı, ilgili11. bahşiş -
19 على
عَلَى1. üzerindeAnlamı: …ile ilgili, üzerine2. dahaAnlamı: olana ek olarak, olana katarak3. katkıAnlamı: ilâve, katılma, yardım vs4. üstünde5. üzerindeAnlamı: üstünde olma6. üstAnlamı: bir şeyin yukarısı, fevk -
20 مباحث
مَبَاحث1. müşavereAnlamı: danışma2. müzakereAnlamı: bir konuyla ilgili görüşme3. etütAnlamı: bir konuda yapılan inceleme, araştırma4. araştırma5. dersAnlamı: bir konuda verildiği bilgi
См. также в других словарях:
hidrodinamik — is., ği, fiz., Fr. hydrodynamique 1) Sıvıya batırılmış katı cisimler üzerinde, onların hareketiyle ilgili olarak sıvıların gösterdiği direnci ve sıvıların hareketini inceleyen bilim dalı 2) sf. Bu bilimle ilgili … Çağatay Osmanlı Sözlük
ifade vermek — huk. bir olayla ilgili olarak gördüğünü, bildiğini yetkili veya ilgili kimseye söylemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ifade vermek — Bir olayla ilgili olarak gördüğünü, bildiğini yetkili veya ilgili kimseye söylemek … Hukuk Sözlüğü
karşılıklı — sf. 1) İki kişi veya iki topluluğun arasında geçen ve karşılaşılan harekete eş değer bir hareketle beliren, mütekabil Karşılıklı yardım. Karşılıklı saygı. 2) Birbirine karşı bulunan Salıncağın üzerinde karşılıklı ayakta duran kızlar, fıldır… … Çağatay Osmanlı Sözlük
muhabir — is., Ar. muḫābir 1) Basın ve yayın organlarına haber toplayan, bildiren veya yazan kimse Ben de Tanin muhabiri olarak aynı trenle gidecektim. F. R. Atay 2) Herhangi bir kuruluşun çalışmasıyla ilgili olarak merkezle başka bir ülke arasında… … Çağatay Osmanlı Sözlük
pervane — is., Far. pervāne 1) Geceleri ışık çevresinde dönen küçük kelebek Ötede mum yanıyor bir şeyler dönüyor / Pervaneler art arda ne çabuk ölüyor. B. Necatigil 2) Döndüğünde bir mekanizmayı işleten bir eksene dikey olarak bağlanmış, iki veya ikiden… … Çağatay Osmanlı Sözlük
güvence vermek — 1) bir anlaşmada taraflardan biriyle ilgili olarak sorumluluğu yüklenmek, inanca vermek, teminat vermek, garanti vermek 2) bir sorumluluk karşılığı olarak para vb. ortaya koymak, inanca vermek, teminat vermek, garanti vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
arama izni — is., huk. Yasa dışı ilişkilerle ilgili olarak delil toplamak, zanlı veya suçlu kişileri yakalamak için mahkemece güvenlik güçlerine verilen resmî izin … Çağatay Osmanlı Sözlük
araştırma — is. 1) Araştırmak işi, taharri 2) Bilim ve sanatla ilgili olarak yapılan yöntemli çalışma Türkiye nin nüfus patlaması konusunda yapılan araştırmalar ekonomik planlarımız için önemlidir. Birleşik Sözler araştırma filmi araştırma görevlisi alan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bülten — is., Fr. bulletin 1) Özel veya resmî kurum, kuruluş veya yetkili kişilerce herhangi bir durumla ilgili olarak süreli veya süresiz yayımlanan duyuru 2) Dergi Birleşik Sözler kırmızı bülten arama bülteni haber bülteni … Çağatay Osmanlı Sözlük
çıkma — is. 1) Çıkmak işi 2) Bir yapının üst katlarından dışarıya doğru uzanmış bölüm, balkon 3) Hamamdan çıkarken kullanılan havlu ve kurulanma takımı, çıkacak 4) Bir yazı sayfasının kenarına metinle ilgili olarak yazılan ek, derkenar 5) Desteklemek… … Çağatay Osmanlı Sözlük